بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَيۡلٞ لِّلۡمُطَفِّفِينَ ١

Ölçü ve tartıda hile yapanların vay haline.

– Seyyid Kutub

ٱلَّذِينَ إِذَا ٱكۡتَالُواْ عَلَى ٱلنَّاسِ يَسۡتَوۡفُونَ ٢

Onlar insanlardan bir şey ölçüp aldıkları zaman eksiksiz alırlar.

– Seyyid Kutub

وَإِذَا كَالُوهُمۡ أَو وَّزَنُوهُمۡ يُخۡسِرُونَ ٣

Kendileri onlara birşey ölçtükleri veya tarttıkları zaman (ölçü ve tartıyı) eksik verirler.

– Seyyid Kutub

أَلَا يَظُنُّ أُوْلَٰٓئِكَ أَنَّهُم مَّبۡعُوثُونَ ٤

Onlar, tekrar dirileceklerini sanmıyorlar mı?

– Seyyid Kutub

لِيَوۡمٍ عَظِيمٖ ٥

Büyük bir gün

– Seyyid Kutub

يَوۡمَ يَقُومُ ٱلنَّاسُ لِرَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ ٦

İnsanların alemlerin Rabbinin huzurunda durdukları gün.

– Seyyid Kutub

كـَلَّآ إِنَّ كِتَٰبَ ٱلۡفُجَّارِ لَفِي سِجِّينٖ ٧

Hayır. Allah'ın buyruğundan dışarı çıkanların yazısı muhakkak siccindedir.

– Seyyid Kutub

وَمَآ أَدۡرَىٰكَ مَا سِجِّينٞ ٨

Siccin'in ne olduğunu bilir misin sen?.

– Seyyid Kutub

كِتَٰبٞ مَّرۡقُومٞ ٩

O, mühürlenmiş bir kitabdır.

– Seyyid Kutub

وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ ١٠

Vay haline o gün yalanlayanların.

– Seyyid Kutub

ٱلَّذِينَ يُكَذِّبُونَ بِيَوۡمِ ٱلدِّينِ ١١

Kıyamet gününü yalanlamış olanların.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu